RADYESTEZİ MADDİ İLİMLER TESİRİ 14 Ocak 2020, 17:16
Radyestezi’nin tarihi çok eskidir. Elimizde MÖ. 6 bin yılından kalma bir kanıt var. Büyük Sahra’nın kuzeyindeki Tassili yakınında yer alan bir mağara resminde, güttüğü hayvanların arkasında elinde çatal çubuk taşıyan bir çoban görülmektedir.
Ayrıca, Güney Afrika Buşmanlarına ait bir mağarada da aynı resimler yer alır. Kadim Mısır’da ise radyestezinin uygulandığı kesindir, orada da elinde çatal çubuk tutan bir rahibi gösteren rölyefler bulunmuştur. Kabala metinlerinde de radyestezinin varlığına işaret eden belgeler vardır. 17. ve 18. yüzyıllarda radyestezi özellikle maden arama işlerinde kullanılmış ve saygı gören bir meslek olmuştur. Su bulmak için sistemli bir şekilde kullanılması ise ilk kez Fransız bir Barones tarafından gerçekleştirilmiştir. (Sayfa: 7-12)
Radyestezi, su ve maden gibi maddelerin yaydıkları ışınımları ya da güç alanlarını bir alet aracılığıyla zaptetme ve yerlerini bulma yeteneğidir. Radyestezi, ışınım hassasiyeti anlamına gelir. Radyestezi çubukları arasında en klasik olanı çatallı daldır. Genellikle fındık ağacından yapılır, bu ağacın majik özellikler taşıdığına inanılır. Bazen çatal çubuk yerine L şeklinde metal çubuklar da kullanılır. Çatal çubuk avuçlar yukarıya bakacak şekilde, çatallı dalın her iki kanadı dışarıya doğru açılarak çok sıkmadan tutulur. Çubuğu yere paralel ve ileriye bakar durumda tutabileceğimiz gibi, ucunu yukarıya kaldırarak da tutabiliriz. Önemli olan çubuğun ucunun yukarı kalkarak ya da aşağıya eğilerek tepki vermesidir. Çatal çubuk nötr hale kendiliğinden dönmez, tepkiden sonra tekrar düzeltilmesi gerekir.
L şeklindeki metal çubuklar en basit şekliyle tel askılardan bile yapılabilir. Çubuklar her elde birer tane olmak üzere ikisi birlikte kullanılır. Dirsekler gövdeye yapışıktır, kollar paralel olarak ileriye bakar. Baş parmaklar üstte kalacak şekilde çubukların kısa kenarları elde tutulur, uzun kenarlar yatay ve birbirine paralel şekilde ileriye bakarlar. Radyestezist hareket halindeyken çubuklardan üç değişik tepki gelebilir, ya içeri doğru dönüp birbirlerini keserler, ya dışarı doğru dönüp geniş açı oluştururlar ya da paralelliklerini koruyarak ikisi birden aynı yöne dönerler.
Radyestezi çubukları bazen çok şiddetli tepki gösterirler. Tepkinin şiddeti çatallı dalın kabuğunun soyulmasına, çubuğun kırılmasına, radyestezistin kollarının bükülmesine, hatta dengesini kaybetmesine yol açabilir. Çalışma esnasında aranan maddenin bir örneği amaca ulaşmaya yardımcı olsun diye kullanıldığında, bu örnek maddeye tanık denir.(Sayfa: 24-28)
Çek bilim adamlarına göre tüm canlılar bir tür enerjiyle dolup taşmaktadır. Onların psikotronik enerji adını verdiği bu biyoenerji sanki psikokinezik olayları oluşturuyor gibidir. Radyestezinin esasını da aynı şey sağlıyor olabilir. Biyokozmik enerji kavramı yeni olmayıp Çinliler ona Chi, Hindular Prana, Polinezyalılar Mana, Kızılderililer ise Orenda diyorlardı. Biyoplazmik enerjinin, fizik bedenin ötesine ışınımlar yayan bir enerji alanı ya da biyoplazmik bir beden oluşturduğunu Sovyet ve batılı bilim adamları ortaya koymuşlardır. Fizik ve enerji bedenleri arasında atomik, moleküler ve plazmik düzeyde bir ilişki olduğu söylenmektedir. Bir canlının enerjisi, fizik hücrelerin yanı sıra daha hareketli olan biyoplazmasından oluşur. Tüm canlılardaki hücreler, yüksek frekanstaki ışınımları yayımlayabilen ve soğurabilen elektromanyetik bir rezonatörden başka bir şey değildir.
Biyoplazmik beden, radyestezi ve diğer olağandışı yetenekleri izah edecek eksik bağlantının ta kendisidir. Su ve mineral gibi maddeleri mahiyeti henüz bilinmeyen güç alanları çevrelemekte, bazı kişiler de bu güç alanlarını hissedebilmektedir. İnsan bedeninin güç alanı radyestezik hedeflerin alanlarıyla etkileşmektedir. Sovyet bilim adamları, radyestezi çubuğunun bir mekanizmaya tutturularak arazi üzerinden geçirilmesi halinde hiçbir tepkinin oluşmadığını, radyestezik sistemin en hayati parçasını insanın teşkil ettiğini söylemektedir. Aranan maddeyi tespit eden esas cihaz radyestezistin ta kendisidir!
Amerikalı Dr. Harvalik, göbekle göğüs kemiği arasındaki bölge izole edildiğinde radyestezi yeteneğinin zayıfladığını ya da kaybolduğunu tespit etti. Güneş sinirağı (göbek) bölgesindeki manipura çakrası, biyoplazmik bedendeki radyestezik hassasiyet merkezlerinden biridir. Harvalik, böbrek bölgesindeki adrenal bezlerin sezici yeteneğe sahip olduklarını, bu bezleri ameliyatla alınan radyestezistlerin yeteneklerini kaybettiklerini söylemektedir. Harvalik’e göre diğer bir hassas nokta da hipofize denk düşen bölgedir, bu üçüncü göze, yani ajna çakra’ya tekabül eder. Her iki hassas bölgenin izole edilmesi halinde, biri ya da diğeri izole edildiğinde alınan sonucun tam tersine radyestezi yeteneği tekrar ortaya çıkmakta, üstelik bu kez daha güçlü bir şekilde tezahür etmektedir. Bu da Harvalik’in tespit ettiklerinin dışında bedende başka hassas bölgeler olduğunu gösteriyor. Chadwick ve Jensen adlı araştırmacılar, yer altı sularıyla ilgili radyestezik tepkilerle manyetik alan değişimleri arasında bir bağlantı olduğunu söylüyorlar.
Alman Profesör J. Walther, hassas bölgeler üzerinde radyestezistlerin parmaklarındaki kılcal damarlarda kan akımının çoğaldığını ve derideki nemin arttığını gözlemledi. Amerikalı bilim adamı Jastram ise, radyestezi yeteneğiyle alfa dalgaları arasında bir bağlantı olduğundan bahsetmekte, rahimdeki fetustan 18 aylık bebeğe kadar delta dalgalarının, 18 aydan 4 yaşına kadar theta dalgalarının, 3-4 yaşından 12 yaşına kadarsa alfa dalgalarının hakim olduğunu söylemektedir. Buna göre, 3-12 yaş arasında daha çok theta ve alfa dalgalarına açık olan çocukların yaratıcı ve öğrenmeye yatkın oldukları ortaya çıkıyor. Eğer ebeveynleri müdahale etmezse çocuklar bu dönemde daha fazla psişik yetenek sahibi olabiliyor.
Çağdaş araştırmacılar radyestezik bölgelerin canlıları etkilediğini söylemektedir. Uzun süre bir su yatağının üzerinde yatılması ya da oturulması insanların eklem iltihabına ya da kansere yakalanmasına yol açmaktadır.
Radyestezide su deyince akla akarsu gelmelidir. Yer altındaki bir su birikintisi ya da göl radyestezik olarak tespit edilemez, alet durgun suları ölçmez. Yeşile boyanmış bir sarkaçla su üzerinden geçildiğinde sarkaç akıntı yönüne dikey olarak salınım yapar ki, bu akıntının yönünü gösterir. Sarkaç akıntının kenarına geldiği anda durur. Eğer çubuk kullanılıyorsa, kaynak yönüne yüründüğünde çubuk elde dönmeye başlar, ağız yönüne gidildiğinde çubuk hareket etmez. Suyun debisi, çubuğun hareketindeki şiddetin azlığı ya da çokluğuna, sarkacın ise çizdiği dairenin çapına bakılarak tespit edilir.
William Burgoyne adlı bir İngiliz radyestezist suçluları nasıl bulduğunu şöyle anlatıyor: “Hepimiz yürürken arkamızda vibrasyonlar bırakırız. Aradığım kişiye ait bir objeyi çubukla birlikte elime aldığımda, o objenin vibrasyonları sayesinde sahibinin yürüdüğü yerin vibrasyonlarının içine girebilirim. Çubuğun dönmesi durduğu anda yanlış yönde olduğumu anlar, ileri geri yaparak yönü bulabilirim.”
Vücut üzerinde sarkaçla muayene yapılırken sarkacı tutan sağ elin işaret parmağı anten olarak kullanılır. Önce başın ön tarafından başlanır, sonra başın arka tarafına geçilir ve yavaş yavaş vücudun her yanı muayene edilir. Sarkacın hareketsiz olup olmadığına ya da ne gibi bir hareket verdiğine dikkat edilir. Sarkaç sağlıklı uzuvlar karşısında daima aynı hareketi verir, hastalıklı bir uzuv karşısında ise bu hareketin tersini verir. Radyestezi çubuğu ise hasta bir uzva rastladığında aşağıya ya da yukarıya doğru şiddetle hareket eder veya sıçrar. Sarkaç kullanırken anten görevi yapan parmağın, çubuk kullanırken de çubuğun ucunun radyestezik tepki sırasında vücudun dış yüzeyinden uzaklığı, hasta uzvun vücut içindeki yerinin uzaklığını verir. (Sayfa: 28-52)
DIĞER HABERLER
-
Evrak Çevirisi Hizmeti
26 Ağustos 2024, 00:17 -
SİĞİL VE TEMRE İÇİN YAPILACAK İŞLEM VE DUALAR
02 Ağustos 2024, 23:15 -
Kendi Frekansını Yükseltmek
14 Ocak 2020, 17:17 -
KURANDA ŞEYTAN
14 Ocak 2020, 17:21 -
Belalar Ne ile Gider
14 Ocak 2020, 17:21 -
KURANDA YASALAR
14 Ocak 2020, 17:20 -
Sevgi Olumlamaları
14 Ocak 2020, 17:19 -
Tarihten Bugüne Radyestezi
14 Ocak 2020, 17:19 -
4 Antlaşma
14 Ocak 2020, 17:18 -
Düşüncene Dikkat Et
14 Ocak 2020, 17:17