KURANDA YASALAR 14 Ocak 2020, 17:20
KURANDAKİ YASALARIN İNSANLARA YAPTIRIMLARI VE UYGULANMASI NASILDIR ?
Öncelik olarak mevcut şuanki yasa kelimesini evrensel olarak ele alalım ve soralım Yasa nedir ?
HUKUK TERİMİ
devletin yasama gücünce belli biçimlere uyularak düzenlenen ve yürürlüğe girdikten sonra herkesin uyması zorunlu olan, uyulmadığı zaman belli yaptırımlarla karşılaşılan kural.
HUKUK TERİMİ
bu kuralları içine alan kitap.
doğa olaylarının bağlı göründükleri ve dışına çıkamadıkları düzen.
"Ölüm bir doğa yasasıdır"
(bilimde) çok sayıda deneylerden ve gözlemlerden sonra, aynı koşullarda aynı sonuçları verdiği kesin bir biçimde saptanan durum.
"Fizik yasalarını göz önüne almalı"
toplumsal yaşamda kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir zorunluluğu olan toplumsal alışkılar bütünü.
"Ailenin da yasaları vardır"
FELSEFE TERİMİ
düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması zorunlu olan temel.
Bilim yasaları veya bilimsel yasalar, bir dizi doğal olguyu tanımlayan veya öngören ifadelerdir. Bilimsel bir yasa, doğal dünyanın bazı yönlerini tanımlayan tekrarlanan deneylere veya gözlemlere dayanan bir ifadedir. Hukuk terimi, birçok durumda doğa bilimlerinin tüm alanlarında farklı kullanımlara sahiptir.
Yukarıdaki tanımlara baktığımızda evren bir yasalar bütünüdür.Şimdi birde bu yasa tanımını kurandan inceleyelim..
“zulüm ve fesadı [kargaşayı] önleyen ilke” olarak çevirdiğimiz hikmet sözcüğü,yasa tanımına en uygun sözcüktür. Buna göre, âyetteki حكمة بالغة [hikmet-i bâliğa] tamlaması, “en üstün seviyede, yeterli olacak şekilde, zulüm ve fesadı engelleyen ilke” anlamına gelir.
“HİKMET” SÖZCÜĞÜNÜN GERÇEK ANLAMI: حكمة [hikmet]in ne olduğunu anlamak için sözcüğün lügat anlamını bilmek yeterlidir.
Hikmet sözcüğü, حكم [hukm] sözcüğünün bir türevi olup “bina-i nev’i, ism-i nev’i” kalıbındadır. Kullanıldığı fiilin bütün anlamlarını temsil eden bir isim niteliğindeki bu kalıptan birçok sözcük türetilmiştir. Bu sözcüklerden birçoğu Arapça’daki anlamlarıyla Türkçe’ye de geçmiştir. Türkçe’de yaygın olarak kullanılmakta olan bu kalıptaki sözcüklerden bir kısmı şunlardır: Bid‘at, cinnet, fikret, fitne, firkat, gıybet, hizmet, hicret, illet, iffet, kıymet, kısmet, kisve, minnet, mihnet, nimet, rif‘at, ric‘at, sirkat, şirket, şiddet, zînet.
Hikmet de aynı kalıptan geldiği gibi, hikmet‘in türetildiği hukm sözcüğünün türevleri olanhâkim, hakem, hâkimiyet, hükûmet, muhkem, tahkim, muhâkeme, mahkeme, ihkam ve tahakküm gibi birçok sözcük de Türkçe’ye geçmiş ve Türkçe’leşmiş olarak kullanılmaktadır.
Hukm sözcüğüne, sözcük ve terim anlamı olarak bugün elimizdeki Arapça sözlüklerde verilen karşılıklar şunlardır: “Hükmetmek, yargılamak”; “işi sağlama almak, sağlamlaştırmak”; “yüzün ön kısmı, alın”; “şan, şeref”; “çağırmak, mahkemeleşmek”; “hakemlik etmek, tecrübeli uzman”; “hikmet sahibi olmak, hakîm olmak.”
Allame İbn-i Manzur’un Lisânü’l-Arab adlı eserinde حكم [hakeme] sözcüğünün esas anlamının منع [mene‘a=engel oldu] demek olduğu belirtilmektedir. Bu durumda hakemesözcüğünün mastarı olan hukm sözcüğü de “engel olmak” anlamına gelmektedir. Araplar bu sözcüğü, “insan veya hayvana mani olmak, onu kontrol altına almak” anlamında kullanmışlardır. Sözcüğün İslâm öncesi Arap şiirinde bu anlamda kullanıldığını gösteren yüzlerce örnek vardır. Ayrıca hayvanların kontrolünü sağlayan “gem” denilen alete de Araplarca حكمة [hakeme] denmiştir.[8]
Kur’ân döneminde ise, sözcüğün anlamı biraz daha özelleşerek, “zulme ve fesada engel olmak” anlamında kullanılmıştır. Hakeme sözcüğünden türetilen sözcükler de o dönemde özelleşmiş olan bu anlama uygun olarak kullanılmıştır.
Bu sözcüklerden bir kaçı ve kullanıldıkları anlamlar şöyledir:
* Hâkim: Zulme ve fesada engel olan kişi.
* Mahkeme: Zulme ve fesada engel olunan yer.
* İhkam: Zulme ve fesada engel oldurma.
* Muhkem: Zulme ve fesada engel edilmiş şey.
Sözcüğün Kur’ân’ın indiği dönemde bu özelleşmiş anlam içeriğiyle kullanıldığına dair Peygamberimize isnat edilmiş meşhur bir hadis bile bulunmaktadır: حكّم اليتيم كما تحكّم ولدك [hakkimu’l-yetîme kemâ tühakkimu veledeke=kendi çocuğunu engellediğin gibi yetimi de engelle!], yani “Kendi çocuğunun zulmüne, fesadına, kötü yetişmesine mani olduğun gibi yetime de mani ol ki, o da iyi yetişsin, kötü birisi olmasın.”
حكم [hukm] mastarının tüm türevleri bu anlam ile uyumludur. Sarf ilmi’nin kurallarına göre bu sözcükten birçok farklı sözcük daha türetmek mümkündür. Nitekim hukm mastarının farklı türevleri Kur’ân’da 210 yerde geçmekte ve dikkatle incelendiği takdirde hepsinin de “zulme ve fesada mani olma, engelleme” anlamında kullanıldığı açıkça görülmektedir.
Hukm mastarından türemiş olan حكمة [hikmet] sözcüğü, girmiş olduğu ism-i nevi kalıbından dolayı, “zulme ve fesada engel olma”nın adı olmak durumundadır. Bu duruma görehikmet‘e verilmesi gereken en uygun anlam, “zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş olan kanun, düstur ve ilke” olmaktadır.
Hikmet sözcüğü, hepsi de doğal sözcük anlamıyla kullanılmış olarak Kur’ân’da 19 âyette 20 kez geçmektedir. Sözcük Kur’ân’da ilk defa, 37. sırada Mekke’de inen Kamer sûresi’nde yer almış ve bu âyetten sonraki âyetlerde geçen hikmet sözcükleri yine Kur’an tarafından ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Söz konusu âyeti, hikmet sözcüğünün bu anlamı ışığı altında değerlendirdiğimizde, vahiyle topluma gelen “kararlaştırılmış, zulüm ve fesadı engelleyen üst seviyede ilkeler olduğunu görmekteyiz.
Yukarıdaki tanımı gördüğümüzde hikmet sözcüğü öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken bir konudur.Nitekim;
Nahl 125.Rabbinin yoluna, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkelerle ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Şüphesiz Rabbin Kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, kılavuzlandıkları doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Doğru yolun sıratı mustakime ulaşmanın yolu yasaların farkında olup bu yasalara göre hayatını düzene sokmaktır.kuranın bir ismide kuran-ıl hakim dir.yani yasalar kitabıdır.kurandaki yasaları ayrıca başka bir makalede görebilirsiniz.
http://hikmetaslan.com.tr/nuzul-sirasina-gore-kur-an-daki-emirler-ve-yasaklar-207-madde.html
Ayeti gereği kurandaki yasaları öğrenmek ve öğretmek her Müslümana farzdır.
Nahl 125 ayet gereği kurandaki yapmış olduğum araştırmalar ve hayattan aldığım tecrübeler neticesinde birçok yasanın işleyişine tanık oldum.Bu yasaların çözümlerini yaptığım grafik tasarımda sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim
Aşağıda yapmış olduğum grafikler işlenen yasanın sonucu ortaya cıkan olumsuzlukların giderilmesi amaçlı hazırlanmıştır.mesela babanızla ilgili bir sorun yaşadınız ve babanızdan beddua aldınız ve beddua karşılığı bedene negatif enerji girmek için izinlidir.bunun sonucu olarak maddi anlamda sorunlar yaşıyorsunuz demektir.Bu sorunların giderilmesi için bu yasanın uygulaması yapılmalıdır.Aşağıdaki maddelerde her günahla ilgili yaşadığınız sorunun cezası (karşılığı) belirlenmiştir.Bu ve bunun gibi yasalar kuranda belirtilmiştir.Bu yasalar sünnetullah yasalarıdır.Bu yasaları kuran okursanız hz.peygamberin sünnetini okursanız göreceksiniz.
Bu yasaları uygulamada en fazla dikkat edilecek nokta tamamıyla hiçbir karşılık beklemeden gönülden beklentisiz Allah rızası için yapılmasıdır.Bu yazının devamı gelecek sevgiyle kalın....
DIĞER HABERLER
-
HASTA VE ENGELLİ ZULMÜ İLİK KEMİK KAN TÖVBE VE DUASI
23 Ocak 2025, 17:58 -
Neden Tövbe Ediyoruz
16 Ocak 2025, 00:55 -
TÜM TERAPİ YAPILIŞLARI
01 Ocak 2025, 21:39 -
ŞİRK TERAPİSİ UYGULAMASI
01 Ocak 2025, 21:34 -
SOY ZEKAT KEFFARETI TÖVBESİ
01 Ocak 2025, 19:14 -
GÖZ NİYETİ VE TÖVBESİ
31 Aralık 2024, 00:41 -
SU NİYETİ
31 Aralık 2024, 00:30 -
ADAK NİYETİ
31 Aralık 2024, 00:26 -
ZİNA SAPIKLIK VE ENSEST TÖVBESİ
31 Aralık 2024, 00:19 -
Yalan Tövbesi
31 Aralık 2024, 00:06