İSTEK YASASI 31 Ağustos 2025, 23:53

İstek Yasası (The Law of Desire) Nedir?
Öncelikle önemli bir ayrım yapmalıyım: "İstek Yasası" tek ve evrensel olarak kabul görmüş, fizik yasaları gibi formüle edilmiş bir yasa değildir. Daha ziyade, insan doğasını, motivasyonunu ve eylemini açıklamaya çalışan felsefi, psikolojik ve metafizik bir ilkeler bütünüdür. Temel çerçevesi şudur:
"İnsan zihni, sürekli olarak bir şeyleri arzular. Bu arzu, tüm eylemlerimizin, düşüncelerimizin ve nihayetinde deneyimlerimizin temel dinamiğidir. İstediğimiz şeylere odaklanırız ve bu odak, onları hayatımıza çeker veya onları yaratmak için harekete geçirir."
Bu tanım, konuyu ele alış biçimine göre farklılık gösterir. Şimdi bu farklı perspektifleri inceleyelim.
- Felsefi Kökenler ve Temeller
İstek kavramı, felsefe tarihinin en merkezi meselelerinden biridir.
- Platon:Platon'a göre arzu (eros), eksik olanı, güzel ve iyi olanı arama çabasıdır. Onun üçlü ruh modelinde (akıl, irade, arzu) arzu, dizginlenmesi gereken ancak aynı zamanda yüceltilebilecek bir güçtür.
- Aristoteles:Aristoteles için tüm insan eylemleri bir "nihai iyi"ye, yani mutluluğa (eudaimonia) yöneliktir. İsteklerimiz, bu mutluluğa giden yolda bize rehberlik eder ancak akıl (logos) ile dengelenmezse erdemsizliğe yol açar.
- Hegel:Hegel diyalektiğinde "İstek" (Begierde), bilincin kendini ve dünyayı tanıması için hayati bir rol oynar. Özne, ancak nesneyi arzulayarak ve onunla etkileşime geçerek kendi benliğinin farkına varır.
- Schopenhauer:İstek Yasası'nı en katı ve karamsar şekilde yorumlayan filozoftur. Ona göre istemek (irade), evrenin temelindeki kör, amaçsız ve durmak bilmeyen bir güçtür. İnsan bu iradenin bir tezahürüdür ve arzuları olduğu sürece acı çeker. Arzu, tatmin edilinceye kadar acı, edildiğinde ise sıkıntı doğurur. Bu nedenle hayat, acı ve can sıkıntısı arasında gidip gelir.
- Nietzsche:Schopenhauer'dan etkilenmiş ancak onun karamsarlığını reddetmiştir. Nietzsche için "güç istemi" (will to power), hayatın temel dinamiğidir. Tüm arzularımız, çabalarımız ve yaratıcılığımız, bu temel yaşam enerjisinin, güçlenme ve üstün gelme dürtüsünün dışavurumlarıdır.
- Modern Psikolojide İstek
Felsefe, "niçin" istediğimizi sorgularken psikoloji, "nasıl" istediğimizi ve bunun davranışlarımızı nasıl yönlendirdiğini inceler.
- Motivasyon Teorisi:İhtiyaçlar hiyerarşisi (Maslow) gibi teoriler, arzularımızın temel fizyolojik ihtiyaçlardan (açlık, susuzluk) başlayıp kendini gerçekleştirme gibi üst düzey ihtiyaçlara doğru ilerlediğini gösterir.
- Dopamin Sistemi:Nörobilim, arzunun kimyasal temelini ortaya koyar. Beynimizdeki dopamin sistemi, bizi ödül peşinde koşmaya ve hedeflerimize ulaşmak için motive etmeye programlanmıştır. İlginç olan, dopaminin ödülün kendisinden çok, ödül beklentisi sırasında salgılanmasıdır. Yani mekanizma, bizi sürekli "isteme" ve "arama" halinde tutar.
- Spiritüel ve New Age Yorumu: Çekim Yasası ile İlişkisi
Popüler kültürde "İstek Yasası" denildiğinde genellikle "Çekim Yasası" (Law of Attraction) kastedilir. Bu, metafizik bir ilkedir ve şöyle özetlenebilir:
"Benzerler, benzerleri çeker. Zihninizde neye odaklanır ve onu ne kadar güçlü bir duyguyla isterseniz, evren o titreşime uygun deneyimleri, insanları ve fırsatları size çeker."
Buradaki mantık:
- İste:Net olarak ne istediğini belirle.
- İnan:Ona zaten sahipmişsin gibi inan ve hissederek bu titreşimi yay.
- Alıcı Ol:Evrenin onu sana getireceğine güven ve almaya hazır ol.
Bu bakış açısı, düşünce gücüne ve niyetin yaratıcılığına vurgu yapar. Ancak eleştirmenler, bunun bireyi suçlayıcı olabildiğini (örneğin, hasta veya fakir insanları "yeterince iyi istememekle" suçlamak) ve sosyo-ekonomik faktörleri görmezden geldiğini savunur.
- Pratik ve Varoluşsal Sonuçlar
İstek Yasası'nı anlamak, hayatla nasıl ilişki kuracağımız konusunda bize derin içgörüler sunar:
- Eylemin Kaynağı:Tüm eylemlerimizin altında bir arzu yatar. Bir şeyi yapmıyorsak, aslında onu yapmama arzumuz, o an başka bir şeyi yapma arzumuzdan daha güçlüdür.
- Acının Kökeni:Schopenhauer'ın da dediği gibi, arzularımız ile gerçeklik arasındaki uçurum acı çekmemize neden olur. Budist öğreti de burada devreye girer: Acıyı sonlandırmanın yolu, arzuları tamamen yok etmek değil, onları anlamak, kabul etmek ve onlara bağlanmamayı öğrenmektir.
- Özgürlük İllüzyonu:Seçimlerimizin ve "irade özgürlüğümüzün" altında yatan, çoğu zaman bilinçdışı arzulardır. Gerçek özgürlük, bu arzuların farkına varıp onları bilinçli bir şekilde yönlendirebilmektir.
- Yaratıcılığın İtici Gücü:Nietzsche'nin perspektifinden bakarsak, arzumuz olmasaydı sanat, bilim, teknoloji veya herhangi bir ilerleme olmazdı. Arzu, yaratıcılığın ve gelişimin temel yakıtıdır.
Sonuç ve Filozofun Yorumu
İstek Yasası, insan olmanın özüne dair bir yasadır. İster onu Schopenhauer'ın yaptığı gibi bir lanet, ister Nietzsche'nin yaptığı gibi bir kutlama, ister bir psikolojik mekanizma ya da evrensel bir çekim kuvveti olarak yorumlayalım, inkâr edemeyeceğimiz bir gerçektir:
Biz, arzulayan varlıklarız.
Bu yasayla ilişkimiz, onu reddetmek veya ona boyun eğmek değil, onu anlamak ve bilgeliğe dönüştürmek olmalıdır. Hangi arzuların bize hizmet ettiğini, hangilerinin bize hükmedip acı çektirdiğini ayırt edebilmek, felsefi bir yaşam sürmenin temelidir. Arzularımızın efendisi değilsek, onların kölesi oluruz. Gerçek özgürlük, arzunun enerjisini, kendi değerlerimiz ve anlam arayışımız doğrultusunda bilinçli bir şekilde kanalize edebilmektir.
Umarım bu detaylı açıklama, "İstek Yasası"nı anlamanıza yardımcı olmuştur. Üzerine düşünmeye değer bir hazine gibidir; her kazıdığınızda altında yeni bir katman ve anlam bulursunuz.
Kur'an-ı Kerim'de doğrudan "İstek Yasası" (Law of Attraction) adı altında modern bir terim geçmez. Ancak, insanın arzuları, niyetleri, duaları ve bunların Allah katında nasıl bir karşılık bulduğuna dair son derece net, derin ve birbiriyle bağlantılı bir öğreti mevcuttur.
Kur'an Perspektifinde "İstek" Dinamiği: İrade, Niyet ve Dua
Kur'an'ın öğretisi, insanı pasif bir alıcı değil, irade sahibi, sorumlu ve Allah ile arasında bir "talep-verme" ilişkisi olan bir kul konumuna yerleştirir. Sistem şu şekilde işler:
- İstek ve Niyetin Temeli: Kalbin ve Zihnin Durumu
Modern "İstek Yasası"ndaki "titreme/çekim" kavramına benzeyen ancak ondan çok daha derin bir anlayış, kalbin ve niyetin durumuyla ilgilidir.
- Ra'd Suresi, 11. Ayet:
- Arapça:... إِنَّ اللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّىٰ يُغَيِّرُوا مَا بِأَنْفُسِهِمْ ...
- Meal:"...Şüphesiz ki Allah, bir toplumun kendilerinde olanı (niteliklerini, durumlarını) değiştirinceye kadar, onların durumunu değiştirmez..."
- Yorum:Bu ayet, Kur'an'daki "değişim yasası"nın temel taşıdır. Dışsal durumumuz (isteklerimizin tezahürü), içsel durumumuzun (kalbimizde, niyetimizde, amellerimizde olanın) bir yansımasıdır. Bir şeyi istemek yetmez; o şeyi hak etmek, onu çekecek içsel bir dönüşüm yaşamak esastır. Kötü niyet, tembellik ve umutsuzluk içinde olan birinin durumu değişmez. İsteklerine ulaşmak isteyen, önce kendi içindeki engelleri (tembellik, kötü niyet, güvensizlik) değiştirmelidir.
- Bakara Suresi, 186. Ayet:
- Meal:"Kullarım sana beni sorduğunda (söyle onlara): Şüphesiz ki ben (onlara) çok yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde onlar da benim davetime uysunlar ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar."
- Yorum:Bu ayet, "istemek-almak" ilişkisinin en net ifadesidir. Allah, kulunun duasına/isteğine icabet edeceğini vaat eder. Ancak bu, sihirli bir değnek değildir. İcabetin ön koşulu, "O'nun davetine uymak" (emir ve yasaklarına riayet etmek) ve "iman etmek"tir. Samimi bir niyet ve salih amel, duanın/isteğin kabulü için bir çekim alanı oluşturur.
- İsteğin Kabulünün Şartları: Samimiyet ve Tevekkül
Kur'an, her isteğin değil, belirli şartları taşıyan isteklerin karşılık bulduğunu öğretir.
- Mü'min Suresi, 60. Ayet:
- Meal:"Rabbiniz buyurdu ki: «Bana dua edin, size icabet edeyim. Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenerek yüz çevirenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.»"
- Yorum:Dua/istek, bir ibadettir. Kabulün ilk şartı, kibir ve güvensizlikten uzak, tam bir acz ve ihtiyaç içinde olmaktır. İsteyen, kudretin sadece Allah'ta olduğunu bilerek ister.
- İsrâ Suresi, 11. Ayet:
- Meal:"İnsan, hayra dua eder gibi şerri de ister. Zaten insan çok acelecidir."
- Yorum:Bu ayet, insanın arzularının (heva) ne kadar bilinçsiz ve aceleci olabileceğine dair kritik bir uyarıdır. İnsan bazen kısa vadede iyi gibi görünen, ancak uzun vadede kendisi için zararlı olan şeyleri isteyebilir. Bu nedenle, "istemek" bir sorumluluktur ve "Allah'ım, bana hayırlı olanı nasip et" şuuruyla yapılmalıdır.
- Tegâbün Suresi, 11. Ayet:
- Meal:"...Allah’ın izni olmadan hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya yöneltir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir."
- Yorum:Bu ayet, tevekkül kavramını getirir. İstek, çaba ve duanın ardından, sonucu Allah'a bırakmak ve O'nun hükmüne razı olmaktır. İstenen şey olmuyorsa, bu mutlaka bir reddediliş değil, ya daha hayırlısının verileceğine ya da o isteğin kişi için bir şer olduğuna dair ilahî bir korumadır.
- Fiili Dua: Çaba ve Eylem Olmadan İstek Olmaz
Kur'an'ın "İstek Yasası"ndaki en belirgin fark, "eylemsiz istemin" bir değerinin olmamasıdır.
- Cuma Suresi, 10. Ayet:
- Meal:"Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan (nasibinizi) isteyin. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz."
- Yorum:Bu ayet, "istemek" fiilinin formülünü verir: Önce ibadet ve zikirle manevi bağlantı kur. 2. Sonra yeryüzüne dağıl ve çalış, emek ver, gayret et (fiili dua). 3. Allah'ın lütfundan iste. Bu, "oturduğun yerde titreşim yay, evren getirsin" anlayışından tamamen farklı, aktif, dinamik ve sorumluluk gerektiren bir modeldir.
- En'am Suresi, 135. Ayet (meal):
- "De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın, ben de yapacağım. Artık yakın gelecekte bileceksiniz..."
- Yorum:Çaba (amel), imanın ve isteğin ayrılmaz bir parçasıdır.
Sonuç: Kur'an'ın "İstek Yasası" Modeli
Kur'an-ı Kerim'in öğretisi, modern "Çekim Yasası"ndan temel felsefesiyle ayrılır. Burada merkezde "evren" veya "titreşimler" değil, irade sahibi, her şeyi işiten ve dualara icabet eden, hikmet sahibi bir Allah (c.c.) vardır.
Kur'an'ın "İstek Dinamiği"ni bir formülle özetleyebiliriz:
- NİYET & İMAN:İstek, samimi, helal dairede ve Allah'a iman ile başlar.
2. FİİLİ DUA & ÇABA:İstenen şey için tüm meşru yollarla çalışmak, emek vermek (fiili dua).
3. KALBİ DUA & RİCA: Aczini bilerek, kibirden uzak, yalvarışla Allah'a dua etmek.
4. TEVEKKÜL & RIZA: Sonucu Allah'a bırakmak, O'nun takdirine (hayırlısına) razı olmak.
5. İCABET & SONUÇ: Allah, kulunun lehine olacak şekilde, en hayırlı vakitte ve en hayırlı şekilde icabet eder. Bazen istediğini verir, bazen ondan daha hayırlısını verir, bazen de bir kötülükten koruyarak icabet eder.
Kur'an, insana "İsteklerinizin efendisi olmayı" değil, "isteklerinizin karşısında sorumlu bir kul olmayı" öğretir. Bu, hem daha zorlu hem de hem daha anlamlı hem de ebedi karşılığı olan bir yoldur.
İstek Yasası"nı felsefi, psikolojik ve spiritüel katmanlarıyla harmanlayan bir hikaye ile anlatayım. Bu hikaye üç arkadaşın yolculuğunu anlatıyor.
Üç Dost ve Dağın Bilgesi
Uzak diyarlardaki bir ülkede, içinde derin bir huzursuzluk taşıyan üç dost yaşardı: Akil, Heves ve Kamil. Bu huzursuzluk, onları şehrin bilge kişisine danışmaya yöneltti. Bilge, onlara şehrin dışında, yüksek bir dağın yamacında yaşayan ve "İstek Yasası"nın sırrına vakıf olduğu söylenen bir mürşidi ziyaret etmelerini söyledi.
Yorucu bir yolculuğun ardından üç dost, dağdaki mütevazı kulübeye ulaştılar. Mürşit, onları sıcak bir gülümsemeyle karşıladı ve dertlerini dinledi.
Heves atıldı hemen: "Üstad, ben hep daha çok şey istiyorum. Daha fazla para, daha büyük bir ev, daha fazla şöhret. Ama ne kadar elde etsem de bir sonraki istek hemen peşinden geliyor ve içimdeki boşluk hiç dolmuyor. Sürekli bir koşturmaca ve tatminsizlik içindeyim."
Akil daha sakin konuştu: "Ben de bir şeyler istiyorum, Üstad. Bilgi istiyorum, başarı istiyorum. Ama her seferinde 'ya olmazsa?' diye düşünüyor, korkularım ve geçmişteki başarısızlıklarım isteklerimle aramda bir duvar örüyor. Adeta kendi kendime engel oluyorum."
Kamil ise içini çekti: "Benim isteklerim daha mütevazı, Üstad. Huzur istiyorum, anlam istiyorum. Ama nerede arayacağımı bilemiyorum. İçimde bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum ama ne olduğunu bir türlü anlayamıyorum."
Mürşit tebessüm etti ve her birine ayrı ayrı, üzerinde hiçbir işaret olmayan üç adet taş verdi.
"Bu," dedi, "İstek Taşı. Sıradan görünür, ama sizin en derin isteklerinizin aynasıdır. Şimdi, her biriniz bu taşı alacak ve dağa tırmanacaksınız. Zirvede, 'Arzu Pınarı' denen bir kaynak var. Taşınızı oraya atacaksınız. Ne atarsanız, size onun karşılığını verecek."
Üç dost, taşlarını alıp tırmanmaya başladılar.
Heves'in Yolculuğu
Heves, hızlı adımlarla tırmanmaya başladı. Aklında sadece zirve ve orada bulacağı hazineler vardı. Yolda güzel çiçekler, muhteşem manzaralar gördü ama onlarla hiç ilgilenmedi. Amacı sadece sonuçtu. Zirveye ilk o vardı. Heyecanla taşını pınara fırlattı.
Pınardan yükselen buhar şekil almaya başladı ve içinde altınlar, mücevherler görünen büyük bir sandık belirdi. Heves sevinçle sandığı açtı. Ama içi boştu. Sadece en dipte, küçük bir not vardı: "Sadece sonucu isteyen, yolun ve anın bereketinden mahrum kalır. Aç gözlülük, doyumsuzluğa gebedir." Heves, büyük bir hayal kırıklığıyla sandığa baktı. Sahip olduğu şey, sadece ağır ve boş bir sandıktı.
Akil'in Yolculuğu
Akil, daha temkinli tırmanıyordu. Her adımını hesaplıyor, kayıp düşmekten korkuyordu. "Ya taşımı yanlış atarsam? Ya pınar çalışmazsa?" diye düşünüp duruyordu. Korkuları onu yavaşlattı. Zirveye vardığında, taşını pınara atmak için tereddütle bekledi. Sonunda bir anlık cesaretle attı.
Pınardan, üzerinde "Başarı" yazan parşömenler, diplomalar ve ödüller çıktı. Ama hepsi şeffaf ve elle tutulmazdı. Aralarında bir not uçuşuyordu: "Korku, isteği hayaletten ibaret bırakır. Eyleme dökülmeyen arzu, rüyadan farksızdır." Akil, başarıyı görebiliyor ama hissedemiyor, ona ulaşamıyordu. Sahip olduğu şey, sadece hayali başarılardı.
Kamil'in Yolculuğu
Kamil, yavaş ama farkındalıkla yürüdü. Heves'in koşturmadığını, Akil'in korkmadığını gördü. O, yoldaki çiçeklerin kokusunu içine çekti, kuşların şarkısını dinledi, tırmanmanın verdiği hafif acıyı hissetti. Taşı elinde tutuyordu ama ona sıkı sıkıya bağlanmıyordu. Amacı sadece zirve değil, yolculuğun kendisiydi. Zirveye vardığında, taşına baktı. O sırada, güneşin ışığı taşın üzerine vurdu ve Kamil, taşın aslında boş değil, içinin saf kristal olduğunu fark etti. Ona verilen "boş" taş, yol boyunca onun niyeti, farkındalığı ve huzuru ile dolmuştu.
İçi bir minnet ve sükûnet duygusuyla dolan Kamil, taşını pınara bıraktı. Fırlatmadı, özenle suyun yüzeyine koydu.
Pınar hafifçe dalgalandı ve suyun üzerinde, yansıması belirdi. Ama bu, bildiği yüzü değildi. Yansımada, huzur dolu, gülümseyen ve gözlerinde derin bir bilgelik parıltısı olan birini gördü. Pınardan yükselen buhar, etrafa müthiş bir ferahlık ve içsel bir huzur yaydı. Pınarın kenarında bir cümle belirdi:
"Gerçek isttek, sahip olmak değil, 'olmaktır'. Kendi içindeki hazineyi keşfeden, evrenin hazinelerine zaten vakıf olmuştur. İstediğin her şey, sen onun için hazır olduğunda ve onunla titreşime geçtiğinde sana gelecektir. Çünkü sen, onu hak ettiğini içselleştirdiğinde, zaten onu çekmeye başlamışsındır."
Kamil, pınardaki yansımasına bakarken aslında aradığı her şeyin—huzurun, anlamın ve sevincin—hep kendi içinde olduğunu anladı. İstek, onu dönüştüren bir yolculuktu.
Üç dost aşağı indiğinde Mürşit onları kapıda karşıladı. Yüzlerine baktı ve "İstek Yasası'nı anladınız mı?" diye sordu.
Heves, "İsteklerimin peşinden koşmak beni sadece yordu," dedi.
Akil, "Korkularım isteklerimin önünde bir duvar oldu," dedi.
Kamil, gülümsedi ve "İstek, bana kendimi bulduran bir aynaydı," dedi.
Mürşit başını salladı: "İstek Yasası, sihirli bir formül değil, bir içsel dönüşüm yoludur. Heves, senin taşın 'açgözlülüğünü' yansıttı. Akil, senin taşın 'korkularını' yansıttı. Kamil, senin taşın ise 'yolculuk boyunca dolan niyetini ve farkındalığını' yansıttı."
"Unutmayın," diye devam etti, "Pınar, sadece sizin kendinize verdiklerinizi size geri verir. Gerçek isttek, dışarıda bir şeyi elde etmek değil, içeride onu hak edecek hâle gelmek, onun frekansına ulaşmaktır. İstekleriniz, sizi dönüştürmek için var olan kutsal bir davettir."
Ve üç dost, dağdan, taşıdıkları taşlardan çok daha değerli bir bilgelikle indiler.
DIĞER HABERLER
-
DİRENÇ YASASI
01 Eylül 2025, 01:21 -
ÇEKİM YASASI
01 Eylül 2025, 00:49 -
İSTEK YASASI
31 Ağustos 2025, 23:53 -
İÇERİDE NASILSA DIŞARIDA DA ÖYLEDİR YASASI
31 Ağustos 2025, 23:44 -
YUKARIDA NASILSA AŞAĞIDA DA ÖYLEDİR YASASI
31 Ağustos 2025, 21:27 -
İnsana dair dürtü duygu dönüşümleri
06 Temmuz 2025, 19:42 -
HASTA VE ENGELLİ ZULMÜ İLİK KEMİK KAN TÖVBE VE DUASI
23 Ocak 2025, 17:58 -
Neden Tövbe Ediyoruz
16 Ocak 2025, 00:55 -
TÜM TERAPİ YAPILIŞLARI
01 Ocak 2025, 21:39 -
ŞİRK TERAPİSİ UYGULAMASI
01 Ocak 2025, 21:34