İSM- İ ÂZAM TEVBESİ 26 Aralık 2024, 17:11
(Yüce Rabbimizin ALLAH, RAHMÂN, RAHÎM, FERD, HAYY, KAYYUM, HAKEM, ADL, KUDDÛS isimlerine inkâr, şirk, isyan edilmesiyle yaşanılan musallatı çözebilecek bütün tevbeleri içine alan çok kuvvetli bir tevbe ve duadır.)
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Allahım; senin uluhiyetine, ilâhlığına, mabudiyetine, ibadet edilmeye lâyık
olmana, malikiyetine, herşeyin sahibi olmana, rububiyetine, yarattıkları ile herşeyin rabbi olduğunun ilanına, vahdaniyetine, kainatta benzersiz ve bir olmana, hakimiyetine, kainat üzerindeki iktidarına ve egemenliğine, samediyetine,
herşeyin sana muhtaç oluşuna, hâlıkiyetine, herşeyin seninle varoluşuna, senin
zâhiri ve bâtıni bütün isim ve sıfatlarına karşı teslim olmayarak ve senin adaletine güvenmeyerek işlemiş olduğum bütün şirk ve isyanlarımdan ve yarattıklarını
sana ortak koşmaktan, yarattıklarına senden daha fazla muhabbet, şefkat veya
düşmanlık etmekten, işlerimde senin adınla başlamamaktan ve işlememekten,
senin adınla vermemekten ve almamaktan, senin adına ve namına olmayan sahiplenmelerimden, senin adına ve namına başlamayan bütün amellerimden, senin adına olmayan hüküm ve kararlarımdan, tam bir ihlâs ile senin adına yapmadığım ibadetlerimden, zikirlerimden, şükürlerimden, hayırlardan, sadakalardan,
iyiliklerden, yardımlardan, yarattıklarını senin rızan ve isimlerinle övmemekten,
“ne güzel yaratılmış” dememekten, yarattıklarında kusur bulmaktan, senin adına
olmayan aşktan, sevgiden, evlilikten, evlât sahibi olmaktan, merhametten, şefkatten ve muhabbetten, şükürsüzlükle ve senin adın ile başlamayan sabahtan, akşamdan, uyumaktan, kalkmaktan, yürümekten, seyahatten, zaman ve para harcamaktan, yemekten, içmekten, giymekten, senin ALLAH (celle celalühü) adınla
yalan yere yemin etmekten ve konuşmaktan, senin ALLAH (celle celalühü) ismine
bilerek veya bilmeyerek yüz bin defa hâșâ ve kellâ! inkâr, şirk, isyan ve hakaret
sözlerinde bulunmaktan, kaza ve kadere karşı gelmekten, hayatımdaki olaylara,
559 TEVBESİ İSM -AZAM
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
560
iyiliklere, hayırlara, şerlere, musibetlere, ölümlere, ayrılıklara, üzüntülere, kederlere, mutluluklara, sevinçlere karşı tam teslimiyet göstermemekten, şükretmemekten ve ALLAH (celle celalühü) ismine isyan etmekten, her şeyin kendiliğinden
olduğunu dile getirmekten, senin ALLAH (celle celalühü) adın ile adak adamaktan,
yalan yere yemin etmekten, söz verip yerine getirmemekten, seni yaptığım ve
yapacağım işlerde yalancı şahit göstermekten, senin adını kullanarak kendimi insanlara iyi göstermekten, senin adını kötüye kullandığım bütün söz ve davranışlarımdan, insanları, (eşimi, çocuklarımı) annemi, babamı, kardeşlerimi, sevdiklerimi, bir şükür nimeti olarak görmeyip seni unutturacak veya isyan ettirecek
bir sevgiyle onlara bağlanmaktan veya bana verdiğin anne baba, kardeş, akraba,
eş ve çocukları reddederek onlara gizli veya açık kin, öfke ve nefret beslemekten,
ALLAH (celle celalühü) ismine büyüklenmekten, kibirlenmekten, böbürlenmekten, senin adını karıştırdığım ve ALLAH (celle celalühü) adınla talep ettiğim tüm
çirkin sözlerimden, fiillerimden, kötülüklerimden, belâ, kahır ve lânet sözlerimden, ALLAH ( celle celalühü) ismine yaptığım bütün isyan, şirk ve küfür sözlerimden,
senin ALLAH (celle celalühü) ismini kullanarak yüz bin defa hâșâ ve kellâ! “Allah cezanı versin, Allah belânı versin, Allah canımı alsın, Allah canını alsın,
Allah'ın lâneti üzerine olsun, Allah yazdıysa bozsun, Allah'ın cezası, Allah'ın
belâsı, Allah şahidimdir, Allah adına yemin ederim ki, Allah kahretsin, Allah
baba, Allah'ına kadar, Allah'ın yok mu” gibi ağzımdan çıkan tüm şirk, isyan,
lânet, belâ ve kahır sözlerimden ve sana söylediğim tüm yalanlarımdan, sana
attığım tüm iftiralarımdan, azabına ve dünya ve âhirette ceza çekmemize sebep olan bildiğim ve bilmediğim benim, soyumun ve zürriyetimin işlediği,
Hz. Adem'den (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların işledikleri ve işleyeceği tüm hata ve günahlardan yarattığın katreler
ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Allahım! } (100 defa)
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
“Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat”
Ey kullarının gizli-açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim .
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm .
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Bütün hacetlerimizi, istek ve arzularımızı bitmek ve tükenmek bilmeyen sonsuz rahmetiyle temin eden, kullarına iyi ve kötü olarak ayırmadan hazine- i rahmet kapılarını açan, yarattıklarını kendisinden başkasına muhtaç etmeyen ve her
türlü ihtiyaçlarına cevap veren, son derece merhamet ve şefkat eden, RAHMÂN
olan Allahım; hayat nimetini, sağlığımı, sıhhatimi, afiyetimi, mutluluklarımı,
maddî ve manevî zenginliğimi, yediğim, içtiğim, giydiğim, kullandığım tüm
nimetleri karşılıksız veren sensin.. Allahım; senin ER-RAHMAN ismine, şükretmeyerek yaptığım tüm nankörlüklerden, anne baba (eş ve evlât) gibi şefkat
ve merhamet varlıklarına nankör davranmaktan, verdiğin hayata, var olmaya,
varlığıma, yaşamaya, sonsuz rızıklara, koruyan ve esirgeyen lütfuna şükürsüz
davranmaktan, lânet ve kahır okumaktan, senin ER-RAHMÂN isminle başlamadan geçen her bir gün ve saatlerin gafletinden, bütün mülk ve nimetlerin sahipliğini kendimden bilmekten, nimetleri kötüye kullanmaktan, inkâr etmekten,
lânetlemekten, kusur bulup beğenmemekten, küçümsemekten, kendiliğinden
geldiğini söylemekten, senin adınla başlamamaktan ve bitirmemekten, nimetlere
“benim” demekten, bizlere verdiğin sonsuz merhamet ve şefkatin değerini bilmemekten, görmemekten, inkâr etmekten ve nankörlükle karşılık vermekten, sana
karşı acz, fakr ve şükür halinde olmamaktan, merhamet ve şefkat duygularımı
kullarına karşı senin merhametinden ve şefkatinden fazla kullanmaktan, senden başkasının merhametine ve şefkatine sığınmaktan, ER-RAHMÂNisminden
ümit kesmekten, sevdiklerimize senin rahmetini unutturacak kadar körü körüne
bağlanmaktan, ER-RAHMÂNismine yaptığım, soyumun ve zürriyetimin yaptığı
ve Hz. Ademden (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların yaptığı ve yapacağı bütün şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır; söz, fiil ve
davranışlardan yarattığın katreler ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Rahmân} (100 defa)
İSM -AZAM TEVBESİ
561
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
562
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
“Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat”
Ey kullarının gizli- açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
“Umûm zemin yüzünde ve içinde ve havasında ve denizinde bütün zîhayatın ve
bilhassa zîrûhun ve bilhassa âciz ve zayıfların ve bilhassa yavruların, hem maddî
ve midevî, hem mânevî bütün rızıklarını, şefkatkârâne, kuru ve bâsît bir topraktan
ve câmid ve kemik gibi kuru odun parçalarından yapılan ve bilhassa en lâtifi kan ve
fışkı ortasından gelen ve bir dirhem kemik gibi bir tek çekirdekten yapılan binlerle
okka taamların, vakti vaktine, mukannen bir sûrette, hiçbirini unutmayarak ve
şaşırmayarak, gözümüz önünde, bir dest-i gaybî tarafından verilmesi hakîkatidir.
Hem gözümüzle görüyoruz: Birisi var ki, bize, zemin yüzünü rahmetin binlerle hediyeleriyle doldurmuş, bir ziyafetgâh yapmış ve rahmâniyetin yüz binlerle
ayrı ayrı lezzetli taamları içinde dizilmiş bir sofra etmiş ve zemin içini rahîmiyet
ve hakimiyetin binlerle kıymettar ihsanlarını câmi bir mahzen yapmış ve zemini, devr-i senevîsinde, bir ticaret gemisi hükmünde, her sene âlem-i gaybdan
levâzımât- ı insâniye ve hayatiyenin yüz bin çeşitlerinden en güzellerini içine alarak
yüklenmiş bir nevi sefine veya şimendifer gibi ve her baharı ise, erzâk ve elbisemizi
taşıyan bir vagon hükmünde olarak bizlere gönderir, bizi gâyet rahîmâne beslettirir.
Ve bütün o hediyelerden, o nimetlerden istifade etmemiz için bize de yüzlerle ve
binlerle iştahlar, ihtiyaçlar, duygular, hissiyâtlar, hisler vermiştir.” (Risale- i Nur)
İSM -AZAM TEVBESİ
RAHÎM olan Allahım; verdiğin rızık ve nimetlere şükretmeyerek, tabiata ve
tesadüfe vererek, senin merhamet ve şefkatini inkâr ederek, rahmetinden ümit
keserek, günah ve hatalarımı senin rahmetinden ve merhametinden büyük görerek, tevbe etmeyerek, tevbelerimde affedilmeyeceğimi düşünerek ve affedilmeyeceğime inanarak, yaratılışımda ve hayatımda ve hayatımın devamında tecelli
eden ve tüm kainatı, dünya ve âhireti kuşatan, kullarına şefkat ve merhamet ile
muamele eden, rahmetinin gazabını geçtiğini ilan eden ER- RAHÎM isminin tecellisinden gaflete düşerek, lâin şeytan ve şeytana tâbi olanlar misali senin rahmetinden ümit keserek yaptığım, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz. Ademden
(aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların yaptıkları
ve yapacakları bütün şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır; söz, fiil, davranışlardan
ve ümitsizliklerden yarattığın katreler ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Rahîm} (100 defa)
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
“Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat”
Ey kullarının gizli- açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Tek ve eşsiz, benzersiz, FERD olan Allahım; yeryüzünde yarattığı bütün canlılara ayrı ayrı güzellikler veren, her şeyi vazifesiyle, görüntüsüyle, rızkıyla bir563
564 TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
birinden ayıran, karıştırmayan, benzetmeyen ve kusursuz yaratan, yarattığı bütün canlıların simalarında, güzelliklerinde kendi birliğini ve eşi benzeri olmayan
vahdet- i vücudunun mühürlerini akıl sahiplerine ispatlayan, güneşi ve hararetini,
suyu ve yağmuru, toprağı ve içinde ve üzerinde yarattıklarını, havayı ve aldığımız
ve verdiğimiz nefesleri, rüzgarı ve bulutları ayrı unsurlarda ve görevlerde yaratan
ve tek bir vazife için onları birbiriyle kaynaştıran, iç içe getirebilen, şaşırmadan,
kusursuz, hatasız ve vaktinde ol emriyle olduran, öl emriyle öldüren, yürüten ve
gezdiren, yarattıklarıyla eşi ve benzerinin olmadığını ve her şeyin tek bir elden
çıktığını akıl sahiplerinin gözleri önüne tanzim eden ve gösteren, her canlıya ayrı
simalar veren, ayrı ayrı rızıklandıran, vazifelendiren ve verdiği vazifelerle yarattıklarını birbirleriyle yardımlaştıran, tek bir unsur altında toplayabilen, onları
kaynaştıran, tek bir vücut haline getirebilen YÂ FERD!
Yarattığın canlıların vazifelerinden, görevlerinden, varlıklarından şüpheye
düşmekten, düşürmekten, inkâr etmekten, senin tek ve bir olan, eşi ve benzeri
olmayan vacib'ül- vücuduna ve vahdetine karşı inkâra ve isyana düşmekten, yüz
bin defa hâșâ ve kellâ! yarattıklarını ve kullarını sana eş ve benzer tutmaktan,
sana benzetmekten, seninle kıyas etmekten, insanları putlaştırmaktan, firavunlaştırmaktan, yüceltmekten, kusursuz görmekten, yardımcı görüp yardım ve medet beklemekten, kendimi beğenmekten, kusursuz görmekten, beğenilmekten,
övülmekten, kainatta ve yeryüzündeki olayları ve neticeleri kendiliğinden bilip
ferdiyetini inkâr etmekten, başkalarını da yanıltmaktan, yeryüzündeki canlıları
beğenmemekten, hakaret ve inkâr etmekten, küçümseyerek “ne biçim” demekten, “ne çirkin” demekten, “nasıl yaratmış “demekten, kusur bularak, Allahım
seni eleştirmekten, benim ve her bir canlının istek ve ihtiyaçlarını kolayca temin edebilen senin zat-ı kudretinden bilmeyip insanlardan bilmekten, senin varlık ve birliğini görmeme mani olan bütün günahlarımdan, senin varlığının ve
birliğinin, cemâlinin ve kemâlinin delilleri olan sanatını, icraatını, tasarrufunu,
hâlıkiyetini, vahidiyetini, ehadiyetini, şifâ vermeni, rızık vermeni ve her türlü
tasarrufunu aciz mahlukata ve sebeplere bidalara yani İslam'a sonradan giren
inanç ve davranışlara, batıl inançlara, tabiata ve tesadüfe, aciz kullarına, tasarrufatı olmayan yarattığın mahlukata vererek işlediğim bütün şirk ve isyan günahlarımdan, EL-FERD ismine yaptığım, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz.
Ademden (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların
yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır sözlerinden ve davranışlarından yarattığın katreler ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ferd} (100 defa)
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
"Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat"
Ey kullarının gizli- açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Her şeye hayat veren, belli bir zamana kadar yaşamlarını sürdüren, yaşatan,
hareket ettiren, süreklilik veren, hayatlarını idare eden, işlerini düzenleyen ezelîebedî ve diri olan, dünya ve âhiret hayatının tek sahibi, gerçek hayat sahibi, ilmi,
merhameti, kudreti ile her şeyi kuşatan, ölmüş bir baharı yeniden halk eden, kainat sarayını ikram ve hediyeleri ile sürekli doldurup boşaltan, yeniden yaratmaya
muktedir olan, varlığını ve diriliğini yarattıklarıyla gözler önüne seren HAYY
olan Allahım;
TEVBESİ İSM -AZAM
Hayatı veren, devam ettiren ve alacak olan HAYY ve KAYYUM olan yalnız
sensin. Allahım, hayatın kainatın en önemli sonucu olduğunu unutup, hayatı vereni tanımayarak, dünyaya ve gaflete dalarak, verdiğin hayatın, kainatın en parlak nuru olduğunu unutup karanlık ve boş zannederek, vermiş olduğun hayatı
çirkin görüp hakaret ederek, vermiş olduğun hayatın en olgun, en mükemmel,
tam olması gerektiği gibi, en kemâl noktada yaratılmasına rağmen EL- HAYY isminin tecellilerini eksik ve kusurlu görerek, vermiş olduğun hayatın kainatın en
güzel cemâl ayinesi olmasına mukabil çirkin görüp isyan ederek, hayatı yaratanın 565
ve hayatın devamını sağlayanın ve idare edenin sen olduğunu unutarak, tabiata,
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
tesadüfe ve sebeplere saparak, emanet olarak vermiş olduğun hayatın düzenli bir
şekilde bir birlik göstermesine mukabil başıboş zannederek, EL-HAYY ismiyle
kainatta yaratılan en küçük bir mahlukatı herşey ile alakadar yaratmana mukabil
tahkir edip başıboş ve gereksiz görerek, fevkalâde bir harika- yı sanat- ı ilâhiye olan
hayatı sıradan ve bâsît görerek, hayatın; varlığına ve birliğine şahit olan delillerin
en parlağı olmasına mukabil, o delillere kulak asmayarak, o delilleri görmeyerek,
görmek, işitmek, tatmak, hissetmek gibi bütün duyguların esası hayat olduğunu
unutarak, kulluk, ibadet, hamd ve şükür için bize verdiğin bu hayat-ı dünyeviyeyi
hayat- ı bakiyeye tercih ederek, zevk ve sefaya düşmekten, nefsimin istek ve arzularına göre hayatımı sürdürmekten, hata ve günahlarımın affı için verilen zamanı
boş ve faydasız işlerle geçirmekten, kendimin ve başkalarının hayatını dilimle
lânetlemekten, günahları terk etmek yerine günahta aşırıya gitmekten, Kur'an- ı
Kerim ve Sünnet- i Seniyye'ye yüz çevirerek yaşamaktan, dua ve tevbelerimi geciktirmekten, hayatı ve hayatımı devam ettiren nimetlerini inkâr etmekten ve
küçümsemekten, kendimin ve başkalarının hayatını beğenmemekten, verdiğin
hayat nimetlerine şükür etmemekten, ibadet ve zikir ile bir hayat sürdürmemekten, hayat nimetini bedenime, ruhuma, dünyama ve âhiretime zarar verecek şekilde kullanmaktan, hayat verdiğin bütün canlıları küçümsemekten, beğenmemekten, inkâr etmekten ve zarar vermekten, isyan, şirk, beddua, lânet okuma,
kınama, aşağılama, dedikodu, gıybet, haram yeme ve alkol alma gibi isyan ve
senin yasakladığın günahlarla hayat sürdürmekten, verdiğin hayatı ve nimetleri
lânetleyerek ölmeyi istemekten, intihara teşebbüs etmekten, başkalarının hayatlarına zarar verecek teşebbüslerde bulunmaktan, yaşama hakkı verdiğin canlıları
incitmekten ve hayatlarına son verecek davranışlarda bulunmaktan, verdiğin hayat nimetlerini sıradan ve bâsît olarak görmekten, Esma'ül- Hüsna'nın cilveleriyle
hayata ve yaşamaya bakmamaktan, Allahım senin varlığından, diriliğinden, ezeli
ve ebedi olduğundan şüpheye düşmekten, ölmeyecek gibi yaşamaktan, verdiğin
hayata ve hayatımın devamına ve EL-HAYY ismine yaptığım bütün şirk, isyan,
küfür, lânet, belâ, kahır; söz, fiil ve davranışlarımdan, gafletle geçen ömrümün
saniyeleri saliseleri adedince ben sana tevbe ettim. Hayatın dünyayı güzelleştirip
ışıklandırarak ebedi hayata bir kapı olarak bâki alemleri bize haber vermesine
mukabil dünya ve âhiret hayatıma zarar verecek; yaptığım, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz. Ademden (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve
gelecek tüm inananların yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır
sözlerinden, fiillerinden, davranışlarından ve hayatlardan yarattığın katreler ve
zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Hayy} (100 defa)
566
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
"Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat"
Ey kullarının gizli- açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Ey alemlerin yegâne yaratıcısı olan Allahım! Zâtında, sıfatında, işlerinde, eşsiz
ve benzersiz, sürekli, sonsuz ve kalıcı olduğunu ve ortağın olmadığını, tedbir,
terbiye ve idarenin senin elinde olduğunu, hiçbir şekilde eş ve benzerin ve ortağın olmadığını ve kainattaki bütün mevcudatın tedbir, terbiye ve idaresi senin
tasarrufunda olduğunu, gaflet ve dalalet içinde, dar anlayışımla ve noksan aklımla, dağınık fikrimle, EL-KAYYUM isminin kainattaki tecellilerini, sebeplere,
tabiata ve tesadüfe havale ederek EL-KAYYUM ismine karşı işlediğim bütün şirk
ve isyanlarımdan, söz, fiil ve davranışlarımdan, saatleri, günleri, ayları ve yılları
dilimle lânetlemekten, beğenmemekten, hayatını devam ettiren canlılara bilerek
veya bilmeyerek zarar vermekten, ibadetlerime ve kulluğuma zarar verecek şekilde sürekli geçmiş hayatımı konuşmaktan ve kötü olarak bahsetmekten, gelecek
zamanımı düşünüp, elem ve kederlere dalarak hayatıma, bedenime, ibadetlerime
zarar verecek söz, fiil ve düşüncelerde bulunmaktan, geçmiş zamanımdaki hata
ve günahlarımdan istiğfar etmemekten, bitmek tükenmekbilmeyen şükür nimetleri içinde rızık endişesine düşmekten, gelecek için senden ümidimi kesmekten,
hayatımın devamı için verdiğin nimetlerini, bedenimi ve azalarımı, hayatın ve
TEVBESİ İSM -AZAM
567
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
568
hayatımın devamına hizmet edenleri inkâr ve tahkir etmekten, beğenmemekten,
kusurlu ve noksan görmekten, küçümsemekten, hayatımda başıma gelen belâ ve
musibetleri kendimden bilmeyip, yüz bin defa hâșâ ve kellâ! Allahım seni suçlayarak; “Allahım! Beni bu dünyaya neden getirdin; Allahım! Canımı al da kurtulayım; Allahım! Beni duymuyor musun; Allahım! Beni görmüyor musun;
Allahım! Neredesin; Allahım! Bana bu kaderi neden yazdın; Allahım! Beni
unuttun mu; Allahım! Olmaz olsun bu hayat, lânet olsun bu hayata, böyle hayatın Allah belâsını versin” gibi küfür ve isyan sözlerimden, hayat ve yaşam adına verdiğin ve hayatın devamını sağlayan bütün nimetleri elimle ve dilimle şirk,
inkâr, isyan, belâ, lânet, kahır, sözlerimle, hayatımı ve hayatımın devamını kendi
hakkımda lânetlemekten ve EL-HAYY ve EL- KAYYUM isimlerinin tecellisi ile
mazhar olduğum nimetlerini kendi hakkımda belâya, cezaya, azaba, işkenceye
çeviren EL-KAYYUM ismine yaptığım, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz.
Ademden (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların
yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır sözlerinden, davranışlardan, nankörlük ve şükürsüzlükler ile yaşamaktan yarattığın katreler ve zerreler
adedince
{ Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Kayyum} (100 defa)
Asla ölmeyecek ve daimi hayat sahibi sensin,
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin,
Bizleri yaşatan ve öldürecek olan da sensin,
Münker ve Nekir melekleri ile hesaba çekecek olan da sensin..
Öleceğim ve dirileceğim güne iman ettim,
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
“Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat”
Ey kullarının gizli-açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
TEVBESİ İSM -AZAM
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Kur'an- ı Kerim'in nuruyla, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) sünnet- i seniyyesi, ahlâkı ve hayatıyla, evliyaların hakkı doğrular
ilimleriyle, biz aciz ve cahil kullarını aydınlatan, Esma'ül- Hüsna'nın cilveleriyle
aklımıza ve kalbimize iman kapılarını açan, doğruyu- yanlıştan, güzeli- çirkinden,
iyiyi- kötüden, hakkı-batıldan ayıran doğru yola davet eden HAKEM olan Allahım;
Mutlak hüküm ve hikmet sahibi yalnız sensin. Allahım, gaflet ve dalaletim
sebebiyle hayrın ve şerrin senden geldiğini unutarak hakkımda verdiğin hükme rıza göstermeyip, sana güvenmeyerek ve teslim olmayarak, tevekkül etmeyerek, acizliğimi, zayıflığımı, güçsüzlüğümü, kusurlarımı, hatalarımı unutarak
her şeye hakim olmaya çalışarak, Kur'an- ı Hakim'in hükmü ile amel etmeyerek,
senin yarattığın, takdir ettiğin, hüküm verdiğin, bütün icraatlarını tahkir edip
beğenmeyerek, isyan ederek, senin hâkimiyetine, adaletine, hüküm ve emirlerine, takdirine zıt olan tüm söz, fiil ve davranışlarımdan, senin hükümlerine karşı
büyüklenmekten, senin doğru dediğine yanlış demekten, senin kötü dediğine iyi
demekten, batıl dediğine hak demekten, kendi bildiklerimle amel etmekten, emir
ve yasaklarını sorgulamaktan ve yapmamaktan, günah ve hatalarımın ayrımını yapmayıp kötü alışkanlıklarımı doğru görmekten ve yapmaya devam etmekten, haram şeylere helâl, helâl şeylere haram demekten, senin hak yolunda giden
kullarının davetlerine kulak vermemekten, inanmamaktan ve yüz çevirmekten,
EL-HAKEM isminde şüpheye düşmekten, sorgulamaktan, günahlarımda ısrar
etmekten ve vazgeçmemekten, iman yolundan sapmaktan, tevbe etmiş affettiğin kullarına günahkâr demekten, hurafe ve batıl inançlara taraf olmaktan ve
inanmaktan, batıla başkalarını da inandırmaktan, senin hüküm verdiğine yanlış demekten, kafir topluluğunun hayatlarını, yaşamlarını beğenmekten ve onlar
gibi yaşamaktan, İslamiyet'te olmayan haram şeyleri İslamiyete karıştırmaktan
ve İslâm dininde olmayan şeylere var demekten, sevmediğini sevmekten, emirlerine karşı gelmekten, kendi nefsime göre değiştirmekten, Kur'an-ı Kerim'e ve
Sünnet- i Seniyye'ye göre hayat yaşamamaktan, dinime ve inancıma zarar veren
569
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
570
batıl inançları terk etmemekten, verdiğim sözleri yerine getirmemekten, kaderime rıza göstermeyip isyana düşmekten, hakkımda verdiğin hayırları şer bilmekten, başıma gelen belâ ve musibetlerde seni suçlamaktan, EL-HAKEM ismine
yaptığım bütün şirk, isyan, inkâr, kahır, belâ, lânet, beddua, söz, fiil ve davranışlarımdan, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz. Âdemden (aleyhisselâm) kıyamete
kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr,
isyan, lânet, belâ, kahır sözlerinden ve davranışlardan ve yanlış hükümlerden yarattığın katreler ve zerreler adedince
{ Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Hakem} (100 defa)
Allahım, bizlere hak ettiklerimizi verensin, bizleri bizden daha iyi bilensin, senin hükmün olmadan hiçbir şey, hiçbir hadise meydana gelmez ve hiçbir kuvvet
yoktur ki senin hükmüne karşı gelsin, bozsun ve geri çevirsin.
Mutlak hüküm ve hikmet sahibi yalnızca sensin!
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
“Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat”
Ey kullarının gizli-açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂRAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Her hayat sahibine hukuku hayatını kemâl- i mizanla veren, her şeye hassas
ölçülerle vücud veren, sûret giydiren, yerli yerine koyan, iyiliklere güzel neticeler,
TEVBESİ İSM -AZAM
fenalıklara fena neticeler veren, asla zulmetmeyen, kullarına son derece şefkat
ve merhamet eden, doğru yola sevk eden, günahlarımızdan ve kusurlarımızdan
dolayı hemen cezalandırmayan ADL olan Allahım;
Adil- i mutlak yalnız sensin. Senin adaletinden şüphe ederek, hükmüne ve
adaletine karşı çıkıp isyan ederek, hikmetini bilmediğim icraat ve hükümlerin
hakkında kötü düşünüp şüphe duyarak yanlış hüküm verdiğim, âdemoğlunun
küçük-büyük her amelinden hesaba çekileceğini unutup bilmeyerek, adaletinin
ve hükmünün tam tecelli edeceği mahkeme-i kübrayı unutup iman etmeyerek,
haksız şikayetler ederek, senin EL-ADL ismine şirk koşup isyan etmekten, adaletine karşı gelmekten, hata ve günahlarım sebebiyle başıma gelen belâ ve musibetleri senden bilmekten, sana ve yarattıklarına karşı, kullarına karşı haksızlıklarımı
kabul etmeyip hak dava etmekten, sürekli haksızlığa uğradığımı düşünmekten,
verdiğin hayatı ve yaşamı beğenmemekten, rızkıma ve kaderime rıza göstermemekten, kullarına ve yarattığın canlılara zulmetmekten, hakkım olmayan nimetlerde ve işlerde hak dava etmekten, nefsime zulmetmekten, başkaları hakkında
adaletsizce karar vermekten, yalancı şahitlikte bulunmaktan, yalan söylemekten,
çıkarım için zalim ve zorba olmaktan, kullarını ve yarattığın canlıları ve kainatı
eksik ve noksan bulmaktan, kullarının kusurlarıyla alay etmekten, zürriyetimde
yapılan miras paylaşımlarında hakkım olmayan mal ve mülkleri sahiplenmekten ve kullanmaktan, yediklerimi, giydiklerimi, rızkımı, hayatımı, kazançlarımı
beğenmemekten, başkalarının hayatlarını kıskanmaktan, başkalarının kötülüğünü istemekten, bedenimi ve azalarımı kusurlu bulmaktan, eksik görmekten,
başkalarına benim hayatımdan daha iyi hayat verdiğini söylemekten ve sana isyan etmekten, haksızlık ve adaletsizlik yolunda işlediğim günahlarımdan, yapıcı olmayıp yıkıcı olmaktan, insanlar arasında eşit ve adaletli davranmamaktan,
adaletsizliği savunmaktan, adalet sahibi olmayan insanlara taraf olmaktan, senin
EL- ADL ismine güvenmemekten, haksızlığa uğradığımda senin adaletine sığınmamaktan, senin EL-ADL isminle olmayan isteklerimden, huzur-u mahşerdeki
ve dünyadaki adaletine güvenmemekten, senin adaletini küçümsemekten, adaletsiz olmaktan, adaletsiz davranmaktan, adaletsiz davrandığına inanmaktan,
adaletine iftira atmaktan, haksız ve zalimi savunmaktan, insanların arasını karıştıran fitneci ve bozgunculara taraf olmaktan, insanların adaletini senin adaletinden üstün tutmaktan, adil davranan insanlara iftira atmaktan, hakkımızda
verdiğin hükümlere teslim olmamaktan, adaletsizce işler yapmaktan, bizim ve
insanların başlarına gelen ve EL-ADL isminin tecellisi olan belâ ve musibetlerin
ardındaki hikmet ve gayeleri bilmeyerek ve bizim ve canlıların başlarına gelen
belâ, musibet, ceza ve azaplarda gerçek sebep ve hikmetlerini bilmeden senin
571
TEVBE -İSAYİK BÖLÜM 2
572
adaletsizliğine ve adaletsiz davrandığına hükmederek, yüz bin defa hâșâ ve
kellâ! “bu dünyada adalet yok; zalimlerin dünyası; böyle adalet olmaz olsun;
Adaletin nerde Allahım" gibi sözler ile senin EL ADL! ismine yaptığım bütün
şirk, isyan, küfür, lânet, beddua, belâ, kahır, inkâr sözlerimden, fiil ve davranışlarımdan, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz. Âdemden (aleyhisselâm) kıyamete
kadar geçmiş, gelmiş ve gelecek tüm inananların yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr,
isyan, lânet, belâ, kahır sözlerinden ve adaletsiz davranışlardan yarattığın katreler ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Adl} (100 defa)
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
"Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat"
Ey kullarının gizli-açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂ RAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmanirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
Ey KUDDÛS olan Allahım; kötü hasletler, batıl itikatlar, günahlar, bidatlar,
hatalar ile maddeten, manen, ruhen, kalben, aklen kirlenmeme sebep olduğum, kainatın ve mevcudatın bir düsturu olan temizliğe nezafete karşı işlediğim,
maddî ve manevî bütün günahlardan, kötü ahlâklı olmaktan, nefsimin kötü arzu
ve isteklerinden, manevî hastalıklarla ruhumu kirleten günah ve hatalarımdan,
haram yemekten, dilimle günah söz söylemekten, ayaklarımla günah için yürü-
TEVBESİ İSM -AZAM
mekten, gözlerimle harama bakmaktan, kulaklarımla kötü söz işitmekten, sana
şirk koşan bir akıldan, azgın bir nefisten, günahlarımın çirkinlikleri ile bedenimi ve ruhumu lânetlediğim bütün sözlerimden ve davranışlarımdan, maddî
ve manevî bulaştığım bütün günah kirlerinden, gaflet içinde yaşamaktan, yarattıklarını kusurlu görmekten, verdiğin şükür nimetlerine pis demekten, kalbimi
ve aklımı dünya ile alakalı işlerle meşgul etmekten, sağlığımı ve zamanımı fani
yerlerde tüketmekten, tevbe ve dualarımı geciktirmekten ve yapmamaktan, başıma gelen musibetlerde seni kusurlu bulmaktan, nefsimi kusursuz görmekten,
yarattıklarına pis demekten, yarattıklarını kusurlu görmekten, yediğim, içtiğim
giydiğim, kullandığım bütün nimetleri pis ve kirli diyerek lânetlemekten ve günahlarımla kirletmekten, beğenmemekten, senin EL-KUDDÛS isminden ümidimi kesmekten, yaptığım tevbe ve dualardan sonra arınmadığımı düşünmekten
ve söylemekten, EL-KUDDÛS ismine yaptığım bütün şirk, isyan, lânet, beddua,
inkâr, kahır, belâ, intizar sözlerimden ve davranışlarımdan, soyumun ve zürriyetimin yaptığı ve Hz. Ademden (aleyhisselâm) kıyamete kadar geçmiş, gelmiş ve
gelecek tüm inananların yaptığı ve yapacağı şirk, inkâr, isyan, lânet, belâ, kahır
sözlerinden ve nezafetsiz ve kirli hayatlardan yarattığın katreler ve zerreler adedince
{Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Kuddûs} (100 defa)
Ey gözlerin zatını idrak ve ihata edemediği,
Ey vasfedenlerin kendisini hakkıyla vasfedemediği,
Ey akıl ve anlayışların zatını kavrayamadığı,
Ey fikirlerin büyüklüğünü anlayamadığı,
Ey azamet ve kibriya örtüsü olan
"Rabbim! Bana hikmet ver, beni sâlihler zümresine kat"
Ey kullarının gizli-açık kusurlarını bilen EL-ALÎM!
Hüzün ve kederlerimi sana arz etmeye, senden affını dilenmeye geldim.
Ey benim güzel Mahbubum! Tevbe kapıları kapanmadan, hüsrana uğrayanlardan olmadan, ölmeden sana kavuşmaya geldim.
Ey kullarının tevbesini kabul eden, kullarını cezalandırmada sabreden, tevbe yollarını ilham eden, hak ve doğruya sevk eden, fenalıktan men eden, YÂ
VEDÛD!
Çirkin günahlarım ruhumu ve bedenimi kabzetti.
Beni arındır YÂ KUDDÛS! Günahlarımı ört YÂ SETTÂR! Affeyle YÂ
ĞAFFÂR! Tevbemi kabul eyle YÂ TEVVÂB! Merhamet et YÂ RAHMÂN! Bağışla
YÂ RAHÎM! Hidayet ver YÂ HÂDİ! Emin kıl YÂ MÜMİN!
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl- i seyyidinâ Muhammed.
DIĞER HABERLER
-
TÜM TERAPİ YAPILIŞLARI
01 Ocak 2025, 21:39 -
ŞİRK TERAPİSİ UYGULAMASI
01 Ocak 2025, 21:34 -
SOY ZEKAT KEFFARETI TÖVBESİ
01 Ocak 2025, 19:14 -
GÖZ NİYETİ VE TÖVBESİ
31 Aralık 2024, 00:41 -
SU NİYETİ
31 Aralık 2024, 00:30 -
ADAK NİYETİ
31 Aralık 2024, 00:26 -
ZİNA SAPIKLIK VE ENSEST TÖVBESİ
31 Aralık 2024, 00:19 -
Yalan Tövbesi
31 Aralık 2024, 00:06 -
Kulakla İlgili Tövbe
31 Aralık 2024, 00:00 -
BEDDUA LANET TÖVBESİ
30 Aralık 2024, 23:57